top of page

Ağlatan Düşüncelerin Yankıları


Üzgün Kız

Nefes almakta zorlanırken, veya yutkunmaya çalışırken aynı duyguları paylaştığım, aynı sıkıntıları yaşadığım biri daha vardı. Hiç konuşmuyordu. Ağzından tek bir kelime çıktığını duymadım. Ama anlıyordum. Çok tanıdık geliyordu. Sanki yıllardır tanıyordum. Bir bedeni yoktu. Daha doğrusu insana benzemiyordu. Hayır, hiçbir şeye benzemiyordu. Kendini hiçbir şeyin yerine koyamadığı için hiçbir şey olamamıştı. İçindeki boşluğu hiçbir şey dolduramadığı için, o hiçbir şey olmuştu. Evet, tam olarak bir hiçlikti...


Onunla beraber yaşadık. Sadece düşünüyordu. Konuşmuyordu. Yemiyordu, içmiyordu. Nefes almıyordu. Hiçbir işe yaradığını düşünmedim. Niye buradaydı? Ne yapıyordu? İçimden bağırmak geldi. Ona doğru döndüğümde, bana baktı. İşte o bakış, hayatımı o bakışın değiştireceğine asla inanamadım. O bir saniyede içinde sevgiyi, nefreti, korku ile merakı, cahillikle bilgeliği hissettirdi. Evet hissettim. Şu ana kadar hiçbir şey hissetmemiştim. Bu şey, insan olarak bile tanımlayamayacağım bu varlık, bana şu ana kadar hissettiğimi sandığım her şeyin bir yanılgıdan ibaret olduğunu gösterdi. Sinirlendim. Nasıl olur da bu konuşmaktan bile aciz olan bu şey, bana her şeyin bir yalandan ibaret olduğunu anlatır, üstelik hissettirir?


Anlamlandıramadım. Yüzyıllar geçti. Şuan anlıyorum. O, bendim. İçimdeki hiçlik; doldurulamayan o boşluk, büyümüş, somutlaşmış ve bana bir şey anlatmaya çalışıyordu. Yapma diyordu. Yaşa diyordu. Korkmadan yaşa. Üzülmeden yaşa. Yoksa tamamen bana dönüşeceksin diyordu. Evet. Dönüştüm. Anlayamadım. Anlamam lazımdı. Şuan, içimdeki o şey artık yok. Çünkü ben yoktum. Ben tamamen ona dönüştüm. Bakışlarını, düşüncelerini şimdi anlıyorum...


- Melek Bulut



1 Comment


Guest
Jul 31

Yıldızlararası filminde ki Murphy ve Cooper'ın hikayesini hissettim yazıyı okurken. Daha doğrusu sadece Murphy

Like
bottom of page